Bloga dönüş, yaşasın!
Ben de herkes gibi ve her zamanki gibi yaz tatiline türlü
planlarla girdim. Bunlardan birincisi bol bol kitap okumaktı ama şimdiye kadar
okuduğum tek kitap “Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler” oldu. Şimdiye Agahta
Christie’nin “Beş Küçük Domuz”unu okuyorum.
Planlarımdan ikincisi bol bol film izlemekti. Bilgisayarımız
kafasına göre kendini kapattığı için şimdiye kadar hiç film izleyemedim ne
yazık ki. Aynı sorundan ötürü başlamak istediğim pek çok diziye de
başlayamadım. Telefondan izleyebileceğimi biliyorum ama pek sevmiyorum öyle.
Şimdiye kadar telefondan izleyebildiklerimle “How I Met Your Mother”ı bitirdim
bir tek. Bir de “The Big Bang Theory”nin izlemediğim bölümlerini tamamlıyorum,
eskisi kadar keyif vermiyor. He bir de “Doctor Who”yu takip ettim sezon
finaline kadar. Ah, o nasıl bölümdü öyle!
Bir diğer planım da bol bol gezmekti ama bu sıcakta nerde!
LYS 1’den çıktıktan sonra “Karayip Korsanları”nın yeni filmine gittim, bir de
sınıfça iftara gittik; onun dışında mecbur olmadıkça çıkmadım dışarıya. Neyse
ki bugün hava serinledi. Gece yağmur yağınca nasıl da mutlu oldum! Umarım çok
sıcak olmaz tekardan, çok sıcakları hiç ama hiç sevmiyorum ben.
Temel planlarımdan sonuncusu da gerçekleştirdiğim bu
planlara dair yazılar yazmaktı. Onu da çeşitli sebeplerden ötürü henüz
gerçekleştiremedim ama bu sefer bloga daha ciddi bir dönüş gerçekleştirmek
istiyorum. Artık, şimdilik, büyük bir sorumluluğum kalmadığından bu işi
ilerletme niyetindeyim. Her zamanki kitap yorumlarının yanı sıra yapmak
istediğim başka birçok şey de var. Mesela en kısa zamanda diziler hakkında bir
yazı serisi hazırlamak istiyorum. Biri bitirdiğim ya da izlemeye devam ettiğim
diziler, diğeri yarım bıraktığım diziler, diğeri ise başlamayı düşündüğüm
diziler hakkında olacak. Onun dışında düşünce yazıları yazmayı, listeler
hazırlamayı falan da düşünüyorum. Eğer Instagram’daki hesabımı büyütebilirsem
kafamda çok güzel okuma etkinlikleri de var ama üşeniyorum fotoğraf çekmeye de,
kaliteli bir sonuç elde etmek istiyorsam uğraşması güç bir iş.
Şimdilik böyle. Bu yazıyı yayımlamadan önce blogun adını
değiştireceğim, belki tasarımıyla da oynarım biraz. Sonra “Kızıl Gökler Altında
Kızıl Denizler” için daha bu yazıyı yazmadan önce hazırladığım yazıya son
halini verip onu da paylaşacağım birkaç gün arayla. Umarım bu sefer blog işinde
biraz daha ilerleyebilirim. Her şeyin okuyan birilerinin varlığına bağlı
olduğunu düşünüyorum.
Sevgiyle kalın. J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder